Türkiye Paylaşım Platformu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Türkiye Paylaşım Platformu


 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Yusuf Hayaloğlu Şiirleri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:01 am

Adı Bahtiyar




Geçiyor önümden sirenler içinde
Ah eller üstünde çiçekler içinde
Dudağında yarım bir sevda hüznü
Aslan gibi göğsü türküler içinde

Rastlardım avluda hep volta atarken
Sigara içerken yahut coplanırken
Kimseyle konuşmaz dağ gibi titrerdi
Çocukça sevdiği çiçeği sularken

Diyarbakırlıymış adı bahtiyar
Suçu saz çalmakmış öğrendiğim kadar
Geçiyor önümden gülyüzlü bahtiyar
Yaralıyım yerde kalan sazı kadar

Beni tez saldılar o kaldı içerde
Çok sonra duydum ki Yozgat'ta sürgünde
Ne yapsa ne etse üstüne gitmişler
Mavi gökyüzünü ona dar etmişler

Gazete çıktı üç satır yazıyla
Uzamış sakalı çatlamış sazıyla
Birileri ona ölmedin diyordu
Ölüm bir yanında hüzünle gülüyordu

Yusuf Hayaloğlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:01 am

Adı Yılmaz




Dalyan gibi bir çocuktu
Benim gözümde küçüktü
Küstü de dağlara çıktı
İner mi inmez mi bilmem

Şimdi dağların tozudur
Belki isyanın sazıdır
Hala kalbimde sızıdır
Diner mi dinmez mi bilmem

Adı Yılmaz kendi Yılmaz
Makamı yok dem tutulmaz
Dağlara soru sorulmaz
İner mi inmez mi bilmem

Mavi gözleri boncuktur
Ölüm korkusu şuncuktur
Azrail atı kancıktır
Biner mi binmez mi bilmem

Parkasına kar yağmıştır
Bir kenarda ağlamıştır
Belki elleri yanmıştır
Söner mi sönmez mi bilmem

Yusuf Hayaloğlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:02 am

Alır Dağlar




Baba bugün üşüyorum
Karda kaldım üşüyorum
Anama deyin sıcak bir çorba koysun
Üstümü ört baba üşüyorum

Behey babam dalmış babam
Sigarayı sarmış babam
Şapkasına hicran dökmüş
Kibrit gibi yanmıs babam

Baba bugün alır dağlar
Bu dert beni alır dağlar
Şehirlere sığmaz oldum
Fazla sürmez alır dağlar

Baba bugün ağlıyorum
Darda kaldım ağlıyorum
Duaların üzerimden eksik etme
İçim yandı ağlıyorum

Yusuf Hayaloğlu




Ah Ulan Rıza
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:02 am

Ah Ulan Rıza




Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar

Cebimde bir lira desen yok,
Madara olduk meyhaneye!
Ah eşşek kafam benim,
Nasıl da güvendim bu hergeleye!

Gelse, balığa çıkacaktık,
Ne çekersek kızartıp birayla yutacaktık
Kafamız tam olunca, şarkılar döktürüp
Enteresan hayâllere dalacaktık

Bu sandalı geçen hafta denk getirip
Çalıntıdan düşürdük
Arkadaşlar ısrar etti,
Biz de, iyi olur, bize uyar diye düşündük

Saat sekizde gelecekti,
Bana birkaç milyon borç verecekti
Yoksa o nemrut karısı kaçtı da
Onun peşinden mi gitti?

Eğer öyleyse yandık,
Gudubet gene yaptı yapacağını!
Geçen sene de merdivenden itip
Kırmıştı Rıza'nın bacağını

Abi, kadında boy şu kadar;
Kalça fırıldak, göz patlak, kafa çatlak!
Korkuyorum, bir gün ya kendini asacak,
Ya horlarken Rıza'yı boğacak!

Bak, şimdi acıdım, aşkolsun adama,
Ben olsam, vallahi baş edemem!
Hele beş tane velet var ki boy-boy,
Allah'tan düşmanıma dilemem!

Aslında iyi çocuktur Rıza, efendi huyludur,
Herkesin suyuna gider
Yoksa, kalıba vursan hani,
Tek başına on tane adam eder!

Bir keresinde, hiç unutmam
Üç-beş zibidi haraca dadandı;
Rıza, sandalyeyi kaptığı gibi
Herifleri hastaneye kadar kovaladı!

Aynı mahallede büyüdük, aynı kızları sevdik,
Aynı kafadaydık
Orta ikiden bıraktık, matematik ağır geliyordu,
Biz, başka havadaydık

Aynı gömleği giyer, aynı sigaraya takılır,
Aynı takımı tutardık
Fener'in her maçına iddialaşıp
Millete az mı yemek ısmarladık!

Bir tek askerde ayrıldık,
Bana Bornova düştü, ona Gelibolu
Döner dönmez evlendirdiler,
En büyük salaklığı da bu oldu!

Bense hiç düşünmedim, zaten param yoktu
Hep tek tabanca gezdim
Benim beğendiğimi anam istemedi,
Onun gösterdiğini ben sevmedim

Neyse, bunlar derin mevzu
Anlaşıldı, bu herif artık gelmeyecek
Ufaktan yol alayım
Anam evde yalnız, şimdi merağından ölecek!

Gittim, vurup kafayı yattım;
Rüyamda gördüm, gülümseyerek geldiğini
Ne bilirdim, yolda kamyon çarpıp
Hastaneye kavuşmadan can verdiğini!

Vay be Rıza!
Sonunda sen de düşüp gittin Azrail'in peşine!
Dün, boşuna günahını almışım,
Ne olur, kızma bu kardeşine!

Öğlen kahvede söylediler, Rıza öldü, dediler
Ne kolay söylediler!
Sanki dev bir taş ocağını
Kökünden dinamitleyip üstüme devirdiler!

Ah dostum o kocaman gövdene
O beyaz kefeni nasıl kıyıp giydirdiler?
O zalim tabutun tahtalarını
Senin üstüne nasıl böyle çivilediler?

Yani sen şimdi gittin, yani yoksun,
Yani bir daha olmayacak mısın?
Yani bir daha borç vermeyecek,
Bir daha bira ısmarlamayacak mısın?

Peki, beni kim kızdıracak,
Kim zar tutacak, kim ağzını şapırdatacak?
Peki, beni bu köhne dünyada
Senin anladığın kadar kim anlayacak?

Ulan Rıza ne hayâllerimiz vardı oysa,
Ne acayip şeyler yapacaktık
Totoyu bulunca dükkân açacak,
Adını Dostlar Meyhanesi koyacaktık

Talih yüzümüze gülecekti be!
Karıyı boşayıp sıfır mersedes alacaktık
Hafta sonu iki yavru kapıp
Boğaz yolunda o biçim fiyaka atacaktık!

Ah ulan Rıza bu mahallenin,
Nesini beğenmedin de öte yere taşındın?
Ara sıra gıcıklaşırdın ama inan ki,
Benim en kıral arkadaşımdın!

Ah ulan Rıza ben şimdi,
Bu koca deryada tek başıma ne halt ederim?
Senden ayrılacağımı sanma,
Bir kaç güne kalmaz, ben de gelirim!

Yusuf Hayaloğlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:02 am

Asi Bir Küheylan




Aşiret çocuğuyam adım Küheylan
Kızılca kıyamet yaylasında doğmuşam
Koyaklarda kartal uçurmuşam, kurt kovalamışam, adam vurmuşam
Onursuz yaşanmaz demişem
Rezil rüsva etmemişem kendimi böceklere
Yavri yavri
Bu yüzden dik bakaram adamın yüzüne
Bu yüzden böyle hoyrat kalmışam
Asi bir Küheylanam
Anam rüzgar, babam gurbet
Bin yıldır bu koğuştayam
Diz çöktürmez beni hasret
Seni sevmişem
Bir kekliğin sesini üzmekten sakınır gibi
Seni sevmişem
Gururlu dağ çiçeklerini göğsüme takınır gibi
Ben sazımı kılçadırların boynuna asıpta öyle gelmişem buraya
Yavri yavri
Ölürsem iradi ölürem
Harlanmış bir kılıca alnımla dokunur gibi
Asi bir Küheylanam
Gözlerini benden ayırma
Kırılıp düşerem sonra kimse bakmaz yarama
Bana ne getirmişen Cico
Karda çürümüş sümbül soğanlarımı
Yoksa tozkaldıran taylarımı
Dargeçitlerdemi kanatmışan
O göçebe sevdamızın yamacına
Şimdi kimler konmada söyle
Yavri yavri
Söyle kınalı kuzun nerde
Onu hangi soysuzun sürüsüne katmışan
Asi bir Küheylanam
Mahmut vurma döşüme
Delerem bu duvarları delerem
Jandarma kavuşmaz peşime
Benki dipsiz uçurum boylarında
Paramparça olmuş ölmemişem
Benki huysuz nehir yataklarında
Yaralarımı çamurla sıvamışam
Nasıl sığaram düşündünmü
Şu altı adımlık tosbağa voltasına şimdi
Yavri yavri
Dağları çıldırtan öykümü
Ben bu demirlere dişlerimle yazmışam
Asi bir Küheylanam
El süremezler yeleme
Bırak yırtılayım bırak, gem vurma benim dilime
Hüznün duvarlarında
Sıvası dökülmüş bir yer vardır bilirmisen Yavri
Bilirmisen çiçekler çentik çentiksolar
Bu gevur ölüsü akşamlarda
Bırak gözyaşlarımın açtığı çukurlar öylece betonda kalsın
Donansın peşime bi metelik etmez bu sırtlan adımlarıDonansın
Yavri yavri
Şapkam namusumdur
Koma buralarda koma
Tespihim dağılmasın
Asi bir Küheylanam
Kesmez beni bu acılar
Beni vursada bu puştlar
Ancak sırtımdan vururlar

Yusuf Hayaloğlu




Ayrılık Hediyesi




şimdi saat sensizliğin ertesi
yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın
avutulmuş çocuklar çoktan sustu
bir ben kaldım tenhasında gecenin
avutulmamış bir ben

şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
ki bu yaşlar
utangaç boynunun kolyesi olsun
bu da benden sana
ayrılığın hediyesi olsun

soytarılık etmeden güldürebilmek seni
ekmek çalmadan doyurabilmek
ve haksızlık etmeden doğan güneşe
bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun
şimdi iyi niyetlerimi
bir bir yargılayıp asıyorum
bu son olsun bebu son olsun!
bu da benim sana
ayrılırken mazeretim olsun!

şimdi saat yokluğunun belası
sensiz gelen sabaha günaydın!
işi-gücü olanlar çoktan gitti
bir ben kaldım voltasında sensizliğin
hiç uyumamış bir ben

şimdi dişlerimi sıkıp
dudaklarıma kanamayı öğrettim
ki bu kızıl damlalar
körpe yanağında bir veda busesi olsun
bu da benden sana
heba edilmiş bir aşkın
son nefesi olsun

kafamı duvara vurmadan
tanıyabilmek seni
beyninin içindekileri anlayabilmek
ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü
bütün saatleri öylece durdurabilmek için
çıldırasıya paraladım kendimi
lanet olsun!
artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
olsun be! ne olacaksa olsun!
bu da benim sana
ayrılırken şikayetim olsun

gözyaşım utangaç boynunun inciden kolyesi olsun her damla vefasız teninde bir veda busesi olsun isterim sende ben gibi yan ömrüne hep ağla hep ağla bu benden son dua bu benden ayrılık hediyesi olsun)

Yusuf Hayaloğlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:02 am

Babanı Unutma Yavrum




Bu sarkı senin al dinle
Usulca dokun sesime
O minicik ellerinle
Babanı unutma yavrum

Yağmurlar rüzgarla barışır
Yağmurlar çimenle öpüşür
Belkide uçurum kavuşur
Babanı unutma yavrum

Bir gün tutuşup kavgaya
Kalbin hırpalandığında
Söküp verebilirim sana
Babanı unutma yavrum

Hasta iken yataklar içinde
O hayın sokaklar içinde
Sorgular yasaklar içinde
Babanı unutma yavrum

Sen benim için üzülme
Bakınca suskun resmime
O körpecik yüreğinle
Babanı unutma yavrum

Bir gün duyarsan dağlarda
Ölüm haberleri radyoda
Bende olabilirim orda
Babanı unutma yavrum

Yusuf Hayaloğlu



Başım Belada




Bugün yine düsünemiyeceğin kadar başım belada
Köşe başları tutulmuş üstelik yağmur yağmada
İler-tutar yani yok
Fişlenmişim adım-eşkalim bilinmekte
Üstelik göğsümde yani tam şuramda
Kirli sakkalıyla bir eşkiya gezinmekte
Başım belada
Adamın biri vurulmuş sokakta
Cebinde adresim bulunmuş
Başım belada
Tabancamı unutmuşum helada
Nerden baksan tutarsızlık
Nerden baksan ahmakça
Sevdim inanamayacağın kadar seni esmer kız
Kirpiklerimde çırpınan şu tuzlu gözyaşımda
İhanetin adı yok
Neylersin ki çember daralmakta
Şimdilik hoşçakal yaban çiçeğim
Yasal mermisiyle bir komser yaklaşmakta

Yusuf Hayaloğlu



Ben Bir Kadınım




Kavrulur şu kanlı gözlerimde günler
Akşamdan bir sancıyla
Koklanmış bir gül gibi hayallerim ayak altında
Yol vermez yol vermez ağlamaya gururum
Yılların aynasında
Horlanmış vücudumda memelerim derin acıda

Ben bir kadınım ben bir insan
Taşırım karnımda paramparça can
Bir yanımda cevahir, bir yanımda kan
Bir yanım şiir destan, bir yanım kirli fistan
Bir yanım güller açmış, bir yanım viran

Savrulur şu tozlu saçlarımda rüzgar
Çıldırtan bir hışımla
Saklanmış bir sır gibi, şiirleri ateş hattında
Dayanmaz dayanmaz bu baskıya yürürüm
Sabrımın bir anında
Elimin hamuruyla çeker giderim
Canım burnumda

Ben bir kadınım ben bir insan
Taşırım karnımda paramparça can
Bir yanımda cevahir, bir yanımda kan
Bir yanım şiir destan, bir yanım kirli fistan
Bir yanım güller açmış, bir yanım viran


Yusuf Hayaloğlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:03 am

Beni Düşün, Unutma




Ay doğarken bir söğüdün ardından
Göl yüzünde sisli bir esinti ile
Akşamın göğsüne hüzün serperek
Ve Yağmurdan geceye çiçekli perdeler çekerek

Beni düşün, Beni düşün, UNUTMA

En umarsız en umutsuz günümde
Bağrına bir yumruk çökeldiğinde
Ve dağların mazlum ateşi
O güzelim saçlarına cayır cayır yanıp ulaştığında

Beni düşün, Beni düşün, UNUTMA

Beni düşün bir kavganın içinde
Helal bir ekemeğin peşinde
Ve kurtlardan arta kalmış yüreğimin
Can çekişen o son parçasınıda, sana sakladığımı bil
Bil ki haykırırcasına bu esir gövdemi yakarcasına
Kavuşmak için o serin bağrına
Ateşten bir yol arıyorum


Kar yağarken mor dağların ucundan
Sol yerinde sessiz bir inilti ile
Yastığın yüzüne yaşlar dökerek
Ve Akşamdan gizlice bir ah çekerek

Beni düşün, Beni düşün, UNUTMA

Kan kızılı bir gelincik seherinde
Sırtıma kahbe bir hançer indiğinde
Ve bu gencecik ve bu hemencecik ölüm
Çığırtken bir gazete başlığında
Çığlık Çığlık sana kavuştuğunda

Beni düşün, Beni düşün, UNUTMA

Beni düşün şehre her yağmur yağdığında
Islak ve kırılgan bir türkünün içinde
Göğsünden dudaklarına, doğru sancılı bir isyan kabardığında
Bastırarak kalbini avuçlarınla
Sesini okşadığımı bil

Bil ki yalvarırcasına, uzayan yollara dağılırcasına
Sonsuz bir mahşerin ortasında
Bir zemzem suyu gibi seni seni özlüyorum

Yusuf Hayaloğlu


Beni Tutmayın




Yağmurlu ve upuzun bir yolu düşe kalka yürümeye çalıştım
Ve inanılamayacak kadar duygusal bir geçmişimiz oldu seninle
Üstelik biz bunu bir ömür boyu sürüp gider sanmıştık
Beni tutma öyle sahnelere gelemem, beni tutma çok kötü yanılırsın
Yıllardır öyle biriktim, öyle gerildim ki,topyekün boşalır toz olur dağılırsın



Sen benim en ince dilimde türkümü çaldın
Sen benim en ücra duygularımı talan ederek beslendin
Her şeyin merkezi sendin ve her şey senin etrafında dönerdi
Bar köşelerinde tükenip kaldırımlarda ararken kendimi, Gelip sana sığınırdım,umutlarım bir kez daha sönerdi



Beni tutma şantajlara boyun eğmem
Beni tutma hırsımdan çatlarım
Yıllardır öyle sabrettim öyle doldum ki,
Şimdi yanardağlar gibi birden patlarım



Bir yavru serçe hayata bağlanır gibi ağzım açık bağlandım sana,
Bir topal karınca yuvasına yaklaşır gibi, titredim ve heyecanlandım,
Bu akşam çekip gitme adına bütün ömrümü ve seni sildim
Bir tuhaf senaryoydu ve bu senaryoda zavallı bir figürandın sadece, anlatamam
Kumlara yazılmış sözcükler kadar kısacıktı ümidim
Ve anladım ki bir takım şeyleri ben ilk dalgada yitirmişim



Beni tutma ben senin dizlerine çökemem
Beni tutma ellerinde kalırım, kırılırım



Yıllardır öyle daraldım öyle bunaldım ki;
Şimdi bir saniye bile oyalarsan çıldırırım
SEN, kalbimi emanet edecek kadar güvendiğim, dost bildiğim
SEN, bir lokmayı bile hazmedemeyip birlikte yediğim
Yatalak olsan altına yapsan bile iğrenmeden, alırdım dediğin
Bu nasıl insanlıkmış, bu nasıl arkadaşlıkmış, bu nasıl vefaymış
Bu nasıl acıymış ulan bu nasıl vicdansızlık, bu nasıl cefa


Beni tutma gazabım yakar ellerini, beni tutma hurdahaş olursun
Yıllardır öyle kırıldım, öyle küstüm ki,bir ah ederim kaskatı kesilir taş olursun



Ben şimdi gözüne sokuyorum dünyaya,ama sen körsün ısrarla görmüyorsun
Ben şimdi beynine sokuyorum hayatı, bir türlü algılamak istemiyorsun
Hala o aptal köşende oturup, beni öngörülerinle yargılamak ne kolaymış
Peki! gördüklerimi gördün, yaşadıklarımı yaşadın mı SEN!
Peki devrik heykellerin önünde düşsüz yanılgıları o yüce gururlarıyla ,
Yoksul fakat dürüst bir mızrak gibi dimdik duranların acısını yaşadın mı SEN!
Beni tutma gömleğim kan içinde, beni tutma darmadağın olursun
Yıllardır öyle çok yedim öyle çok doydum ki
Şimdi bir tükürürüm kaskatı olur rezil olursun




Ey kir içinde yüzenler, herkesin atına binenler
Ey sürünenler, ey bölenler, bölünenler,
Herkesi birbirine düşürüp, sinsice sevinenler
Ey gençliğimi harcayanlar, ey kağıttan kaplanlar, zavallı sıçanlar
Ey ciğeri beş para etmezler, ey sıkıyı gördü mü fellik fellik kaçanlar
Ey darbe kaçkınları, orta yolcular, dönekler, sümüklü böcekler
Ey ispiyoncular, bozguncular, medya çömezleri yüzü yırtılmış köçekler, ibneler




Beni tutmayın ulan burama geldi dayandı
Beni tutmayın bozarım bu kirli numaranızı
Yıllardır öyle çok sömürdünüz, öyle çok kan kusturdunuz ki
Ulan bir şarjöre diz çöktürürüm ALAYINIZI!

Yusuf Hayaloğlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:03 am

Beyaz Sevda




sen mapusta solan gülsün her yanın duvar
SEN AĞLAMA KAN OLUR BANA O YAŞLAR
sen hayatın küskünüsün acının suskunu

sen yayalada bir baharsın, tarlada rüzgar
içimde sana dair bembeyaz bir sevda var

sen torosta yağan karsın tarlada rüzgar
SAKIN ESME TOZ OLUR KAPANIR YOLLAR
sen eylemin yangınısın hayatın cılgını
tenimde sana dair ürpertiler var

sen munzurda akan çaysın yaylada bahar
SEN GÜLÜNCE GÜL AÇAR YİNE O DAĞLAR
sen sevincin dudağısın sevdanın sapağı
sazımda sana dair esintiler var

Yusuf Hayaloğlu


Bir Acayip Adam




Suphi suphi bir acayip adam
Suphi suphi benim canım ciğerim

Kimse bilmez nereli olduğunu

Suphi suphi bir acayip adam
Suphi suphi susar akşam oldumu

Bir cebinde daskapital,
Bir cebinde kenevir tohumu

Suphi suphi bir acayip adam
Suphi suphi benim canım ciğerim

Fırtınadan artakalmış bir teknede tevekkül içinde
Görkemli sakalı ve iğreti parkasıyla
Gizlediği macerasıyla bir acayip adam yaşardı
Akşamları susardı ben konuşsam kızardı
Bir sürgün kasabasıydı bir eski zamandı
Hazirandı, çocuktum, evden kaçmıştım
Gelip ona sığınmıştım
Küçücük bir koydu, sığdı
Burayı keşfeden belki o oldu
Uzaktan kasabanın ışıkları yanardı
İçim anneyle dolardı ağlardım
Suphi şöyle bir göz atardı
Gizli bir cigara sarardı ağlardı
Sonra barışırdık ben flüt çalardım
Cigara sönerdi ağlardı
Nerden geldiğini bilmezdim
Kimsesizdi belki kimliksizdi
Onun macerası onu ilgilendirirdi
Kimseye ilişmezdi bir şeylere küfrederdi hep
Tedirgin bir balık gibi uyurdu
Bazen kaybolurdu arardım
Yağmurun altında dururdu
Bir kalın kitabı vardı cebinde dururdu
Her gün okurdu ben bir şey anlamazdım
Kapağını seyreder duymazdım
Sakallı bir resimdi kimdi ne kadar mütebbessimdi
Sordum bir gün Suphi’ye
Söylediklerini niye anlamıyorum diye
Bildiklerini dedi yüzleştir hayatla
Ve sınamaktan korkma
Doğruyla yanlışı o zaman ayırabilirsin
Ve onu anlayabilirsin
Sonra gülerdi
Günlerim yüzlerce ayrıntıyı merak etmekle geçerdi
Sonra yine akşam olurdu Suphi susardı
Ben konuşsam kızardı
Tekneye martılar konardı
Yüreğim Suphi’ye yanardı ağlardım
Suphi denize tükürürdü
Gökyüzünü tarardı ağlardı
Sonra barışırdık ben flüt çalardım
Yıldız kayardı ağlardık

Suphi suphi bir acayip adam
Suphi suphi benim canım ciğerim

Kimse bilmez nereli olduğunu

Suphi suphi bir acayip adam
Suphi suphi susar akşam oldumu

Bir cebinde daskapital,
Bir cebinde kenevir tohumu

Suphi suphi bir acayip adam
Suphi suphi benim canım ciğerim

Bir sürgün kasabasıydı bir eski zamandı
Hazirandı, çocuktum, evden kaçmıştım
Gelip ona sığınmıştım
Bir gün aksilik oldu annem beni buldu
Suphi kaçıp kayboldu kasaba çalkalandı
Olay oldu ben sustum kanım dondu
Polisler onu bulduğunda tekti, felaketti
Herkes meydanda birikti
Karakoldan içeri girerken sanki mağrur bir tüfekti
Ansızın dönüp bana baktı anladın mı dedi
Anladım dedim anladım
Ve o günden sonra hiçbir zaman
Hiçbir yerde hiç ağlamadım

Yusuf Hayaloğlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:03 am

Bir Anka Kuşu




Yüzlerce soğuk namlu üzerime çevrildi,
Yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi!
Anne, beni söğüdün gölgesinde vurdular,
Öpmeye kıyamadığın oğlun yere serildi
Üşüştü birer birer çakallar üzerime,
Üşüştü her bir yandan göğsüme, ciğerime
Anne, beni leş gibi yiyip talan ettiler,
Teşhis edilmek için savurdular önüne
'Yeryüzündeki acıların
Hepsini, hepsini tattım!'
Heder oldum, ekmeğime tütün kattım!
Beni milyon kere yaktılar üstüste
Bir Anka kuşu gibi anne,
Kendimi külümden yarattım
Geceler tanır beni; konarım göçerim ben
Geceler tanır beni; kan damlar içerim ben
Anne, sen beni unut Karanlığın bağrında
Kırmızılar ekerim, siyahlar biçerim ben
Suçüstü yakalandım bölüşürken kalbimi,
Suçüstü, kelepçeyle yardılar bileğimi
Anne, ben diyar diyar umudun savaşçısı,
Bir tutam sevgi için dağladım gözlerimi
Prometeus'tum, çiviyle çakılırken taşlara
Ciğerimi kartallara yedirdim
Spartakus'tüm, köleliğin çığlığında
Aslanlara yem oldum, tükendim
Kör kuyuların dibinde Yusuf'tum,
Kerbela çölünde Hüseyin
Zindanlarda Cem Sultan, sehpada Pir Sultan
Kaçıncı ölmem, kaçıncı dirilmem bu?
'Tanrılardan ateş çaldım,'
Yüzyıllarca tutuştum, üstüste yandım
Bir Anka kuşu gibi anne,
Kendimi külümden yarattım

Yusuf Hayaloğlu



Bir Veda Havası




Vakit tamam, seni terk ediyorum
Bütün alışkanlıklardan öteye
Yorumsuz bir hayatı seçiyorum
Doymadım inan, kanmadım sevgine
Korkulu geceleri sayar gibi,
Birden bire bir yıldız kayar gibi,
Ellerim kurtulacak ellerinden
Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi
Aşk sa bitti, gül se hiç dermedik
Bul kendini kuytularda hadi dal
Sen bir suydun, sen bir ilaçtın
Hoşçakal iki gözüm hoşçakal

Vakit tamam seni terk ediyorum
Bu incecik bir veda havasıdır
Parmak uçlarına değen sıcaklık
İncinen bir hayatın yarasıdır
Kalacak tüm izlerin hayatımda
Gözümden bir damla yaş aktığında
Bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan
Kan tarlası gelincik şafağında
Ölümse korktum savaşsa hep kaçtım
Vur kendini korkularda hadi al
Seninle bir bütün olabilirdik
Hoşçakal iki gözüm hoşçakal

Yusuf Hayaloğlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:03 am

Biz Üç Kişiydik




Biz üç kişiydik;
Bedirhan, Nazlıcan ve ben
Üç ağız, üç yürek, üç yeminli fişek
Adımız bela diye yazılmıştı dağlara taşlara,
Boynumuzda ağır vebal, koynumuzda çapraz tüfek

El tetikte kulak kirişte
Ve sırtımız toprağa emanet
Baldıran acısıyla ovarak üşüyen ellerimizi,
Yıldız yorgan altında birbirimize sarılırdık
Deniz çok uzaktaydı
Ve dokunuyordu yalnızlık
Gece uçurum boylarında,
Uzak çakal sesleri
Yüzümüze, ekmeğimize,
Türkümüze çarpar geçerdi

Göğsüne kekik süredi Nazlıcan,
Tüterdi buram buram
Gizlice ona bakardık,
Yüreğimiz göçerdi

Belki bir çoban kavalında yitirdik Nazlıcan'ı,
Ateşböcekleriyle bir oldu kırpışarak tükendi
Bir narin kelebek ölüsü bırakıp tam ortamıza,
Kurşun gibi, mayın gibi tutuşarak tükendi

Oy Nazlıcan vahşi bayırların maralı,
Nazlıcan saçları fırtınayla taralı,
Sen de gider miydin böyle yıldızlar ülkesine,
Oy Nazlıcan oy can evinden yaralı

Nazlıcan serin yayla çiçeği
Nazlıcan deli dolu heyecan
Göğsümde bir sevda kelebeği
Nazlıcan ah Nazlıcan

Artık yenilmiş ordular kadar
Eziktik, sahipsizdik
Geçip gittik, parka ve yürek paramparça,
Gerisi ölüm duygusu, gerisi sağır sessizlik,
Geçip gittik, Nazlıcan boşluğu aramızda

Bedirhan'ı bir geçitte sırtından vurdular
Yarıp çıkmışken nice büyük ablukaları,
Omuzdan kayan bir tüfek gibi usulca,
Titredi ve iki yana düştü kolları
Ölüm bir ısırgan otu gibi sarmıştı her yanını
Devrilmiş bir ağaçtı ayışığında gölgesi
Uzanıp bir damla yaş ile dokundum kirpiklerine
Göğsümü çatlatırken nabzımın tükenmiş sesi

Sanki bir şakaydı bu, birazdan uyanacaktı,
Birazdan ateşi karıştırıp bir sigara saracaktı
Oysa ölüm sadık kalmıştı randevusuna ah
O da Nazlıcan gibi bir daha olmayacaktı

Ey Bedirhan; Katran gecelerin heyulası,
Ey Bedirhan; Kancık pusuların belası
Sen de böyle düşecek adam mıydın konuşsana,
Ey Bedirhan ey mezarı kartal yuvası

Bedirhan mor dağların kaçağı
Bedirhan mavi gözleri şahan
Zulamda suskun gece bıçağı
Bedirhan ah Bedirhan

Biz üç kişiydik
Üç intihar çiçeği
Bedirhan, Nazlıcan ve ben
Suphi

Yusuf Hayaloğlu


büyük acılar




yüzümden firar etti gözlerim
şimdi bir denize bakıyorlar
dört duvar arasında kalmışım
yanımdakiler öyle diyorlar

kafamı çarptığım ranzanın demiri
ciğerlerimi emen soğuk duvar
saçımdaki karları çoğaltmışım
yanımdakiler öyle diyorlar

görüş günüm olmadı henüz
daha yeni başlıyor büyük acılar
ve daha epey ağrıyacakmışım
yanımdakiler öyle diyorlar

seni görmeyeceğim artık
zaten tamamlanmıştı anılar
ihtimal sabah alınırmışım
yanımdakiler öyle diyorlar

gözlerime iyi bakarsın umarım
günde milyonlarca kez seni ararlar
diğer tüm hisleri bırakmamışım
yanımdakiler öyle diyorlar

yanımdakiler öyle diyorlar

Yusuf Hayaloğlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:04 am

Can Dostum




Dün gece düşümde can dostu gördüm
Ulu bir çınardan dal verdi bana
Uzandım yüzüne yüzümü sürdüm
Ben zehir istedim bal verdi bana

Dağ yanarsa yağmur çiser mi dedim
Ten yanarsa rüzgar eser mi dedim
Can yağarsa canan küser mi dedim
Çağırdı yanına el verdi bana
Can dostum dostum kül verdi bana

Ben aşkı sırtıma vurdum da geldim
Hasretin acısını çöl verdi bana
Can dostu görünce eridim bittim
Yüreğime ateş kül verdi bana
Can dostum dostum kül verdi bana

Aşk olmazsa kalem yazar mı dedim
Dost olmazsa gönül tozar mı dedim
Hayaloğlu sana kızar mı dedim
Yanağımdan öptü gül verdi bana
Can dostum dostum gül verdi bana

Yusuf Hayaloğlu









Ceylan Seni Vuramam




Beni görünce kaçma ne olur
Ceylan ben seni vuramam
Saklananıp beni süzme ne olur
Ceylan ben seni vuramam

Tenhalarda bir gölgeyim
Kimse bilmez ben nerdeyim
Zalim bir avcı degilim
Ceylan ben seni vuramam

Dağlarda gezer dururum
Akşam olur kaybolurum
Belki bende vurulurum
Ceylan ben seni vuramam

Vuramam vuramam
Ceylan ben seni vuramam

Yusuf Hayaloğlu


Dağlarda Kar Olsaydım




Şu dağlarda kar olsaydım
Bir asi rüzgar olsaydım
Arar bulur muydun beni
Sahipsiz mezar olsaydım

Şu yangında har olsaydım
Ağlatıp bizar olsaydım
Belki yaslanırdın bana
Mahpusta duvar olsaydım

Şu bozkırda han olsaydım
Yıkık perişan olsaydım
Yine severmiydin beni
Simsiyah duman olsaydım

Şu yarada kan olsaydım
Dökülüp ziyan olsaydım
Bu dünyada yerim yokmuş
Keşke bir yalan olsaydım

Yusuf Hayaloğlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:04 am

Dağlarda Kar Olsaydım




Şu dağlarda kar olsaydım
Bir asi rüzgar olsaydım
Arar bulur muydun beni
Sahipsiz mezar olsaydım

Şu yangında har olsaydım
Ağlatıp bizar olsaydım
Belki yaslanırdın bana
Mahpusta duvar olsaydım

Şu bozkırda han olsaydım
Yıkık perişan olsaydım
Yine severmiydin beni
Simsiyah duman olsaydım

Şu yarada kan olsaydım
Dökülüp ziyan olsaydım
Bu dünyada yerim yokmuş
Keşke bir yalan olsaydım

Yusuf Hayaloğlu


Diyarbakır




Diyarbakır düze doğru
Yar salınır bize doğru
Bu hasretlik diner bir gün
Dert dolanır saza doğru


Diyarbakır önü surlar
İçinde bir sevdiğim var
Ana bugün düğün olsun
Güller açsın, gülsün dağlar


Diyarbakır size kalmaz
Geceler gündüze kalmaz
Bu acılar biter bir gün
Devran döner güze kalmaz

Yusuf Hayaloğlu


Diyarbakir Türküsü




Diyarbakır ortasinda vurulmuş uzaırım
Ben bu kurşun sesini nerde olsa tanırım
Bu dağlarda gençliğim cayı cayır yanarken
Ay vurur gözyaşına ben gecede kalırım

Üzülme sen, üzülme başını öne eğme
Gün olur kavuşuruz, dert etme Diyarbakır
Yüreğini dağlama, kanlı bezler bağlama
Bu yangın söner birgün, ağlama Diyarbakır

Diyarbakır yolunda toz olmuş dağılırım
Bu hırçın depremlerle sarsılırım kanarım
Arkadaşların yüzü ağır ağır solarken
Gün doğar yaylalara, kahrımdan utanırım

Ey fırtınalı bayır, ey mazlum Diyarbakır
Dağlarında ateşler, alnında kızıl bakır
Çiğdemler solar gibi, anneler yanar gibi
Dizlerine döküldüm, ağlama Diyarbakır

Yusuf Hayaloğlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:04 am

Dokunma Yanarsın




Çocukluğum çıraklıkta geçti, kir-pas içinde
Gençliğim korsan yürüyüşlerde, mitinglerde
Hapse erken düştüm copla erken tanıştım
Küçük voltalardan bıktım, usandım
Şimdi uçsuz bucaksız ovalarda
Adımlarımı saymadan, geriye dönüp bakmadan
Usanmadan, bıkmadan
Deli taylar gibi koşmak istiyorum!
Ve görüyorsunki aşkı beceremiyorum
Beni kendi halime bırak yavrucuğum
Ben yolumu nasıl olsa bulurum

Upuzun çayırlarda yalınayak koşmak istiyorum
Saçlarım rüzgara konukyüzüm dağlara dönük
Göğsümün çeperini ölümle sınayan esaret
Ve yüreğimi yararcasına zorlayan cesaret
Kıyasıya vuruşsun istiyorum!
Koşmak koşmak istiyorum sevgilim
Dönemezsem affet

Firari gecelerin uzmanı olmuşum
Bütün istasyonlarda afişim durur
Beni bir çocuk bile bulur!
Dokunma bana çıldırırsın
Dokunma bana sende ellerin tutuşur!

Koşmak istiyorum
Eksozların, molozların, yağmaların kıyısından
Onca insafsızlıkların, onca haksızlıkların
Manzarasızlıkların, parasızlıkların
Allahsızlıkların kıyısından
Kimseye ve hiçbirşeye değmeden
Ciğerlerimi yok edercesine koşmak istiyorum!

Koşmak istiyorum
Şiirimin ve yumruğumun namusuyla
Kavgaya karışmadan, tutuklanmadan ve küfür etmeden
Kafamı kırarcasına koşmak istiyorum!

Avucunu son bir defa, ağlamadan tutmak istiyorum
Gözlerim yüzüne küskün, sazım sevgine suskun
Saati ayrılığa krmuşum olmaz teslimiyet
ziyan aklımı senle bozmuşum, içerim felaket!
Kurşunlara geleyim istiyorum
Ölmekölmek istiyorum sevgilim
Sağ kalırsam affet

Firari acıların uzmanı olmuşum
Bütün telsizlerde adım okunur
Beni bir korkak bile vurur!
Dokunma bana fişlenirsin
Dokunma bana, sende yanarsın

Yusuf Hayaloğlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:04 am

Fosso Necdet




Elinde bir buzbağ şişe
Dolanıyor köşe köşe
Şimdi karakola düşe
Cop tirina nirinomda
Hop tirina nirinom

Sivri burun top yumurta
Nara basar uluorta
Bekçileri tarta tarta
Tır tirina nirinomda
Tara tirina nirinom

Gene bir gün böyle zır zop
Gece bekçisi demiş hop
Belinin ortasına cop
Cop tirina nirinomda
Hop tirina nirinom

Geçirmiş bir siyah şalvar
Poz kesiyor gaddar gaddar
Tesbihi sarı kehribar
Şık tirina nirinomda
Tok tirina nirinom

Gene bir gün böyle yan yan
Hava basarak bir yandan
Karakolun sokağından
Pat tirina nirinomda
Pataküte de nirinom

Şapkası tam sekiz köşe
Zevkten olmuş dokuz köşe
Güveniyor on kardeşe
Hot tirina nirinomda
Zot tirina nirinom

Mahalleli bezmiş ama
Çıkamıyor kimse cama
Adam değil sanki kazma
Hoşt tirina nirinomda
Foşt tirina nirinom

Gene bir gün böyle çalım
Yürüyorken zalım zalım
Demişler ki gel bakalım
Şak tirina nirinom da
Şaka sukada nirinom

Fosso Necdat demiş aman
Anlamış vaziyet yaman
Kafasından çıkmış duman
Fos tirina nirinomda
Fıs tirina nirinom

Yusuf Hayaloğlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:04 am

Geride Kaldın Sen




Devrilip gidiyorum işte
Geride kaldın sen

Aşınmış sevdalar gibi
Yıpranmış postallar gibi
Lime-lime, yarasız
Geride kaldın sen

Kaprislerinle, nazlarınla
Bakışlarınla, sözlerinle
Tutulmayan vaatler gibi
Harcanmış saatler gibi
Tek başına, kararsız
Geride kaldın sen

Buraya kadarmış güzelim
Boynumda bıraktığın diş izi
Bitmez sandığın aşk denizi
Buraya kadarmış

Vedalaşmak isterdim oysa
Klasik bir film öyküsü gibi
Ellerini tutup usulca
Son bir kez öpmek isterdim
Kendimi mazur gösterip
Masum ve mağrur bir duruşla
Her şeyi kadere yıkmak isterdim

Ne gerek var oysa
Yürümeyen birtakım şeylerin
Nedenlerini tartışmaktansa
Asla yürümeyeceğini anlayıp
Bunu hiç konuşmamak
Daha bir yiğitçe değil mi?

Süzülüp gidiyorum işte
Bela olmadan
Yoluna çıkmadan
Hesap filan sormadan
İncitmeden, acıtmadan

Bir bileti yırtar gibi
Bir kabuğu atar gibi
Sıyrılıp gidiyorum işte
Geride kaldın sen

Bir tren penceresinden
Akıp giden bozkırın
Ortasında bir kuru ağaç gibi
Geride kaldın sen

Yusuf Hayaloğlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:04 am

Giderim




Artık seninle duramam
Bu akşam çıkar giderim
Hesabım kalsın mahşere
Elimi yıkar giderim

Sen zahmet etme yerinden
Gürültü yapmam derinden
Parmaklarım üzerinden
Su gibi akar giderim

Artık sürersin bir sefa
Ne cismin kaldı ne cefa
Şikayet etmem bu defa
Dişimi sıkar giderim

Bozar mi sandın acılar
Belaya atlar giderim
Kurşun gibi mavzer gibi
Dağ gibi patlar giderim

Kaybetsem bile herşeyi
Bu aşkı yırtar giderim
Sinsice olmaz gidişim
Kapıyı çarpar giderim

Sana yazdığım şarkıyı
Sazımdan söker giderim
Ben ağlayamam bilirsin
Yüzümü döker giderim

Köpeklerimden kuşumdan
Yavrumdan cayar giderim
Senden aldığım ne varsa
Yerine koyar giderim

Ezdirmem sana kendimi
Gövdemi yakar giderim
Beddua etmem üzülme
Kafama sıkar giderim

Yusuf Hayaloğlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:05 am

Git




Demek şimdi gidiyorsun;
Yazdığımız son şiir öyle yarım kalacak!
Demek şimdi gidiyorsun; Kuşlarımız acıkacak, saksılarımız artık sulanmayacak!
Demek öykümüzü bir ruj lekesi gibi yapıştırıp
aynanın sahtekâr yüzüne
-Oy benim yaralım-
Demek şimdi gidiyorsun;
Beni böyle toz gibi dağıtıp merdivenlern dibine!

Her şey tamam diyorsun, git
Beni viran bir şehir gibi terket
Haydi git!
Dışarısı ispiyonDışarısı ihanet
Seni bir gören olmasın, dikkat et!

Dostlukmuşölüme yürümekmiş
Üstüne titremekmişvefaymış!
Aşk dediğin, zavallı bir kapıyı duvara çarpıp
Çıkıncaya kadarmış!
Bana komaz deyip
Sancını bir kilo rakıya gömsen de gece yarıları,
-Oy benim yaralım-
Asıl sancı, uyandığında
Bütün odaları boş görünce koyarmış!

Gitmek istiyorsun, git
Bir savaşçı asla vedalaşmaz!
Durma git!
Dışarısı dinamitdışarısı enkaz!
Şunu cbine koy, ne olur ne olmaz

Eylül mağdurlarıydık, kimsemiz yoktu,
Yaralarımız aman vermiyordu canımıza
Kimseye kıymamıştık oysa, masumduk
Rahatsız ediyordu bizi bu yalancı tarih!
Yırtılan bir pankart gibi
Şehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkemiz;
-Oy benim yaralım-
En az bir karıncanın yüreği kadar
Namuslu ve çalışkandı ellerimiz!

Artık bitti diyorsun, git
Kırılsın kapı-çerçeve, kırılsın bu cam
Sorma git!
Dışarısı panikdışarısı izdiham!
Biliyorum, seni vuracaklar bu akşam

Ne çok fire verdik üstüste
Ne çok arkadaş yitirdik bu tozlu yolculukta
Kimliği tespit edilmemiş,
Ne çok ceset vurdu zeytin güzeli akşamlarımıza!
Büyük ütopyalar ve büyük dağlar gibi
İçerden çürümüşüz meğerse
-Oy benim yaralım-
Her gelen ölüm yazmış,
Her giden ayrılık işlemiş bu talihsiz gergefimize

Kendini arıyorsun, git
Aptal bir hayat kur, içinde beni barındırmayan
Kalma git
Dışarısı barutdışarısı gardiyan!
Yine bir tek ben olurum sana parçalanan

Demek şimdi gidiyorsun;
Sonunda bizi de çökertiyor bu kancık zelzele!
Demek şimdi gidiyorsun;
Yıkılan bir duvar gibi; ömrüme devrile devrile
Demek mecburi istikametlerin,
Ayrılığı gösteren o adaletsiz kavşağında
-Oy benim yaralım-maralım
Demek şimdi gidiyorsun,
Ve bana bir tek secenek kalıyor: güle güle!

Beni öldürüyorsun, git
Kalmasın sende kahrım, kalmasın derdim
Bakma git
Kafamı yumruklayıp ardınsıra ağlarsam namerdim

Yusuf Hayaloğlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:05 am

Gitti Ah Gitti




gitti ah,
gecelere hüzünleri serperek
yarali bir kus gibi kanarcasina gitti,
yalvaran gözlerime, elemi pay ederek,
bir kabahatmis gibi, kacarcasina gitti

gitti ah
sarkilara bel baglamak faydasiz
üstüme kapilari kaparcasina gitti
gecenin geldigini haber vermeden; hirsiz
yasanmis bir ömrü calarcasina gitti

gitti ah bir nehirdi,
yazamadigim siirdi
yüzüme son bir defa
bakarcasina gitti

gitti ah
gözyaslari yanaklarimda kaldi
hayatin perdesini cekercesine gitti
belki doyulmamis toz pembe bir masaldi
gögsümden yüregini sökercesine gitti

gitti ah
karsilasmak ömür boyu imkansiz
beni hazanda koyup bahar dalina gitti
bilmiyorum ne yapsam, ne söylesem anlamsiz
ayrilmisti dünyamiz; kendi yoluna gitti

gitti ah bir mevsimdi,
cizemedigim resimdi
kalbime bir civiyi,
cakarcasina gitti

Yusuf Hayaloğlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:05 am

Hangi Ayrılık?




Hangi sevgili var ki, senin kadar duyarsız ve kalpsiz?
Ve hangi sevgili var ki, benim kadar çaresiz?

Hangi ayrılık var ki, böyle kanasın ve böyle acısın?
Ve hangi taş yürek var ki, benim kadar ağlasın?


Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye?
Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye?
Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren?
Seni benden götüren, beni bir kuş gibi öttüren
Hangi kırılası eller dolanır, kırılası beline?
Hangi rüzgar şarkı söyler, o ay tanrıçası teninde?
Hangi çirkin gerçek uğruna, tükettin güzel ütopyamızı?
Hangi boşboğazlara deşifre ettin, en mahrem sırlarımızı?
Hangi cama kafa atsam?
Hangi kapıyı omuzlayıp kırsam?
Hangi meyhanede dellenip, hangi masaları dağıtsam?

Bende bu sersem başımı, karakolun duvarına vursam
Kendimi caddeye atıp, arabaların altına savursam
Hangi tercih beni en hızlı şekilde öldürür?
Hangi şekil öldürmez de, ömür boyu süründürür?
Kayıp ilanı mı versem, şehir şehir dolanmak yerine?
Ödül mü koysam, ölü veya diri seni bulup getirene?
Hangi ayrılık var ki, böyle diş ağrısı gibi durmadan zonklasın?
Hangi cam kesiği var ki, böyle musluk gibi içime damlasın?
Hiç sanmam!
Hasta kalbim bunu bir süre daha kaldıramaz!
Feriştah olsa, böyle eli kolu bağlı bekleyip duramaz
Hangi mübarek dua,
Hangi evliya tesir eder, seni döndürmeye?
Hangi aptal mazeret ikna eder, ateşimi söndürmeye?
Olur mu be! olur mu?
Bu da benim gibi adama yapılır mı?
Aşk dediğin mendil mi?
Buruşturup bir kenara atılır mı?
VEFA bu kadar basit mi? Alınır mı? Satılır mı?

Hangi hırsız çaldı, seni yırtık cebimden?
Hangi pense kopardı bizi birbirimizden?
Hangi uğursuz hamal taşıdı valizini?
Hangi çöpçü süpürdü yerden bütün izini?
Hangi yaldızlı otel çarşaf serip barındırdı?
Hangi süslü manzara seni kolayca kandırdı?
Hangi şarlatan imaj böyle çabuk ilgini çekti?
Hangi pembe vaadler o saf kalbini cezbetti?

Dağ gibi adamı eze eze!
Hangi anası tipli parlak çömeze,
Hangi alemlerde kahkahanı ettin meze?
Hangi yamyamlara yedirdin o masum rüyamızı?
Hangi mahluklar çiğnedi el değmemiş sevdamızı?
Hangi bıçak keser şimdi benim biriken hıncımı?
Hangi mermi dağıtır insanlara olan inancımı?
Hangi bekçi, hangi polis artık zapteder beni?
Ve! Hangi su bağışlatır?
Hangi musalla temizler seni?

Bu Nasıl Ayrılık?

Yusuf Hayaloğlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:05 am

Hani Benim Gençliğim Nerde




Hani benim gençliğim nerde
Bilyelerim topacım
Kiraz agacı altında yırtılan gömleğim
Çaldılar çocukluğumu habersiz

Penceresiz kaldım anne
Uçurtmam tellere takıldı
Hani benim geçnçliğim nerde

Ne varsa bu gençliği yakan
Ekmek gibi aşk gibi
Ne varsa güzellikten yana
Bölüştüm büyümüştüm

Bu ne yaman çelişki anne
Kurtlar sofrasına düştüm
Hani benim gençliğim nerde

Hani benim sevincim nerde
Akvaryumum kanaryam

Yusuf Hayaloğlu


Hayat Nedir Anne?




benim hiç sapanım olmadı anne,
ne kuşları vurdum,
ne de kimsenin camını kırdım
çok uslu bir çocuk değildim ama,
seni hiç kırmadim, hep boynumu kırdım
ben hayatım boyunca
bir tek kendimi vurdum!

suskun görünsem de,
fırtınalı ve mağrurdum anne
bir mızrak gibi,
aynada hep dik durdum anne!
ben sana hiç bir gün laf getirmedim,
leke sürmedim
ama göğsümü çok hırpaladım,
kalbimi çok yordum
ben hayatım boyunca, en çok kendimi sordum!

benim hiç sevgilim olmadı anne,
ne bir yuva kurdum,
ne bir gün şansım güldü
öpemeden bir bebeğin gidişini,
tükendi gitti çağım
kimi yürekten sevdiysem,
yüreğini başkasına böldü
bir muhabbet kuşum vardı,
o da yalnızlıktan öldü

sen beni göğsünde
hep acılarla mı soğurdun anne?
yoksa evlat diye,
koca bir taş mı doğurdun anne?
eziyet degilim, zahmet değilim,
musibet hiç değilim;
bir senin mi balına sinek kondu, söylesene!
doğurdun da beni,
ne ile yoğurdun anne?

benim hiç hayalim olmadı anne
ne seni rahat ettirdim,
ne kendim ettim rahat
BİR MUTLULUK FOTOĞRAFI BİLE ÇEKTİRMEDİ BU HAYAT!
kaybolmuş bir anahtar kadar
sahipsizim anne
ne omuzumda bir dost eli,
ne saçımda bir şefkat

say ki yollardan akan,
şu faydasız çamurdum anne
say ki ıslanmaktım, üşümektim,
say ki yağmurdum anne!
bunca yıldır gözyaşlarını,
hangi denizlere sakladın?
oy ben öleyim,
SEN BENİ NE DİYE DOĞURDUN ANNE? ? ?

Yusuf Hayaloğlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:05 am

İçerden Çıkan Adam




İçerden çıkacak birazdan adam
Yılların tortusu çökmüş yüzüne
Alnını güneşe serecek adam
Uykusuz ranzalar suskun voltalar
Geride kalacak ve ah hüzünle
Bir gül gibi savrulup gülecek adam
Kar yağmıştır sardunyanın üstüne
Anılar toza toza bulanmıştır
Kitaplar sobada yanmış
Ah sazlar duvarda kalmış
Güzelim şarkılar yağmalanmıştır

İçerden çıkacak birazdan adam
Yıpranmış bavulu hantal sesiyle
Kendini yollara vuracak adam
Yüz çeviren DOSTLAR sinsi tavırlar
Açığa çıkacak ve ah kendiyle
Bir ince hesabı görecek adam
Susamıştır TEBESSÜMÜN seyrine
Saçları hiçbirgün okşanmamıştır
Bir İHTİLAL kadar yalnız
Ah vefanız kadar yanlış
Mümkünse farzedin YAŞAMAMIŞTIR

Yusuf Hayaloğlu




İncinen Gurur




Pencereden baktığımda görüyorum
Senin yüzün incir yaprağında
Senin ürkekliğin duvar üstünde yürüyen
Bir kedinin kıvraklığında

Aynada dururken görüyorum
Kırmızı öpüşün sol yanağımda
Dişimi fırçalarken senin ağzın
Serin suların berraklığında

Rakı devrilmiş masalarda yokluğun
Veya benden önce kalkıp gitmişliğin
Gece boyu dolandığım barlarda
Sarhoşlara tekrarladığım adın
Balıkçı kahvesinde, çorbacıda, kenarlarda

Dökülmek istemiyorum hayır!
Çingene çiçekçiler habire yaltaklandığında
Bilmediğim soruların açtığı çukuru
Yalanlarla doldurmak istemiyorum

Seni kaybettim galiba
İki taşın arasında kaldım
Bu, benim hatam değildi
Seni ben çook geç tanıdım

Derin acılar bahçıvanı
Yüreğime ne ektin böyle
Aşk korkağını bağışlar mı?
Söyle

Aramak ne kötü herkeste seni
Her gözde bulup yanılmak seni
Ah turuncu rüyalar güzeli
Hem kendini yok ettin
Hem beni

Başka ne acıtabilir içimi
Yaşım kırkı devirmişken
Seni böyle patavatsızca sevmişken
Ve, tam aynayı güneşe çevirmişken
Başka ne

Seni vefasız aşklara bırakıyorum
Yüzümü kırılan bardaklarda ara
Düşünme ben ne olurum
Sanırım bi daha onarılmaz
İncinen gururum
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
trpaylas
Admin
Admin
trpaylas


Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 03/09/10
Yaş : 33
Nerden : Rize

Yusuf Hayaloğlu Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Yusuf Hayaloğlu Şiirleri   Yusuf Hayaloğlu Şiirleri I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 10:06 am

İntihar Mavi




Dağların dorukları dumanlı olur
Geriye dönmez savaşçılar

Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Ve kılıçlarında taşırlar şiiri!

Bu yüzden sevdaları mahzundur
Yürekleri kallavi!
Alınları ihanet vurgunudur
Gözleri intihar mavi

Yusuf Hayaloğlu


İstanbul Acılar Kraliçesi




İstanbul ey İstanbul ey
Ey acıların gözyaşlarının kraliçesi
İstanbul ey İstanbul ey
Ey bozgunların garip çiçeği
Bu akşam yemin ettim
Seni bir daha öpmemek için
Benki bütün duvarlarını, afişlerle donatıp
Yumruğumla kanatmıştım
Rezil bir aşktı
Bütün arkadaşları miting alanlarında
Ve mezarlıklarda bırakmıştım

İstanbul ey İstanbul ey
Acılar kraliçesi
Umudun ve direncin yorgun anası
Ve ey çıldırmak üzere olmanın çamurlu ikonası
Tırnaklarım kopuyor, Görmüyormusun
Bir benmiyim kapılarını şaşıran her yokuşun başında
Bir benmiyim ekmek arasına canına doğrayıp doğrayıp yutan
Bir kedi bile sağarken yüreğini
Telaş içerisinde yavrusuna
Ey acımasız acuze!
utan şu türbelerinden
Minarelerinden utan
İstanbul ey İstanbul ey
Acılar kraliçesi
Savaşın ve bozgunların gariban çiçeği
Ve ey teslimiyete düşmenin o hazin gerçeği
Bayraklarım kanıyor, Sormuyormusun
Kadınlarınki;
Omuzları hicran, saçları ihanet sarısı
Çocuklarınki;
Yağmur emiyor yıkılası kaldırımlarından
En ücra genlerime, alyuvarlarıma,
Kılcal damarlarıma, ruhuma kadarBıktım
İliklerime, gömlek ceplerime kadar sızan
Bu Allahsız yağmurundan
İstanbul ey İstanbul ey
Acılar kraliçesi
İhtişamın ve sefaletin çaresiz bacısı
Ve ey çürümenin yok olmanın amansız sancısı
Ciğerlerim çatlıyor, Duymuyormusun
Hangi pencerene çıksam
O salya sümük pezevenk suratları
Hangi caddene dökülsem
O şangur şungur düş kırıkları
Bütün bu ezginler, tükenenler, yerlere serilenler, tutunamayanlar
Sarsmıyormu seni hiç
Bunca infilak
Bunca isyan çığlıkları
İstanbul ey İstanbul ey
Acılar kraliçesi
Aldanışların ve hüznün yalancı tanrıçası
Ve ey ruhu kirlenmiş gecelerin cilveli yosması
İntihar anı geldi, beni öpmüyormusun,
Ağlamak istemiyorum, yenildim sana
Hikayenin özeti bu
Bir istimlak gibi ödedim ve çiğneyip geçtin maceramı
Şimdi ben suçlarımı didikleyen bu martı sürüsüyle
Şimdi ben hangi şehirde soğulturum zonklayıp duran bu yaramı
İstanbul ey İstanbul ey
Acılar kraliçesi
İhanetin ve ihbarların arkadan dolaşan bıçağı
Ve ey ödeşmelerin, yüzleşmelerin, erkekçe vuruşmaların kaçağı
Beni harcadın ulan!
Beni sattın
Utanmıyormusun

Yusuf Hayaloğlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://trpaylas.forumdizini.com
 
Yusuf Hayaloğlu Şiirleri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ****** Şiirleri
» Can Dündar Şiirleri
» Stephane Mallarme Hayatı ve Şiirleri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Türkiye Paylaşım Platformu :: Kültür - Sanat - Tarih - Biyografi - Şiir :: Edebiyat :: Şairler - Yazarlar-
Buraya geçin: