Çok eski zamanlarda adamın biri durumundan çok şikayetçiymiş,
çalışıyorum didiniyorum ancak yaşıyorum. Tek başımayım,
kimsem yok" diye mutsuz mutsuz geziniyormuş. Sonunda bir karar
vermiş, gezip dolaşacak bir melek bulacak, durumunu ona anlatıp
bu haksızlığı düzeltmesini isteyecekmiş..
Ve yola koyulmuş. Dağda ilerlerken bir kurda rastlamış. Kurt bir
deri bir kemik, ayakta zor duruyor, adamın yanına yaklaşmış,
nereye gittiğini sormuş.Adam derdini anlatmış, "Bir melek
bulacağım, bana yapılan haksızlığı düzeltmesini
isteyeceğim..." Kurt da ona "Bana bir iyilik yapar misin" demiş.
Ben de gece gündüz dolaşıyorum , bir yudum yemek zor buluyorum.
O meleğe beni de anlat, böyle açlıktan ölen bir kurt olur mu,
diye sor..."
Adam yoluna devam etmiş. Bir sure sonra güzel bir kıza rastlamış.
Kız da nereye gittiğini sormuş, "melek hikayesini" öğrenince
adamın ellerine sarılmış: "Ne olur o meleğe beni de anlat.
Gencim, güzelim, zenginim, her şeyim var ama çok mutsuzum.
Mutluluğa ulaşmak için ne yapmam gerektiğini sor o meleğe..."
Adam melekle kız için de konuşacağına söz vermiş ve yoluna
devam etmiş.
Bir sure sonra dinlenmek için bir ağacın altına uzanmış. Bütün
çevresi yemyeşil olan bu ağacın neredeyse hiç yaprağı yokmuş
ve tabii ağaç bu duruma çok üzülüyormuş. O da derdini adama
anlatmış.... "Eğer o meleği bulursan benden de söz eder misin? Bu
kaderimden hiçbir şey anlamıyorum. Görüyorsun, bereketli bir
toprak üzerindeyim, her taraf yemyeşil, bütün ağaçların
yaprakları var, meyveleri var. Benimse hiçbir şeyim yok. Benim de
diğerleri gibi yeşillenmem için ne yapmam gerekiyor. Ne olur o
melekten bunu öğren..."
Adam ona da "peki" demiş, yoluna devam etmiş. Nihayet bir gün, tam
melek bulmaktan umudu kesilmiş vazgeçmek üzereyken karşısına bir
melek çıkmış.
Adam kendinden başlamış: "Gece gündüz demeden çalışıyorum,
dünyanın hiçbir nimetinden faydalanmıyorum, acınacak bir
hayatim var. Benden daha az çalışan daha keyifli yasayan bir suru
insan var. Nerede adalet? Nerede eşitlik?"
Tamam tamam" demiş melek "Sana mutluluk ve zengin olman için bir
şans veriyorum. Simdi aynı yoldan evine dön.
Adam rahatlamış ve ağacın, kızın, kurdun dertlerini de meleğe
anlatmış. Melek onlar için de konuşmuş, adam dönüş yolunu
tutmuş.
Uzun bir yürüyüşten sonra ağacın yanına gelmiş ve meleğin
sözlerini aktarmış: "Senin köklerinin tam yanına bir sandık
altın gömülüymüş Sen bu yüzden beslenemiyorsun, dolayısıyla
yaprağın, meyven olmuyor. Bu altın sandığı çıkarılınca sen
de diğer ağaçlar
gibi yeşilleneceksin." "Harika!" diye bağırmış ağaç, "Çabuk kaz
ve sandığı çıkar." Adam "olmaz" demiş, "Melek bana kendi
şansımı verdi. Evime dönmeliyim."
Adam yola düşmüş. Genç kız zaten yolunu bekliyormuş "Ne dedi, ne
dedi" diye koşmuş. "Acılarını ve sevinçlerini paylaşacak
biriyle evlenirse bütün dertleri hallolacak, sende mutlu olacaksın
dedi" demiş adam. Kız "hadi o zaman" demiş, "evlenelim seninle
ve mutlu
olmaya çalışalım" Adam yine "olmaz" diye cevap vermiş, "zamanım
yok. Meleğin bana verdiği şansı bulmak için hemen eve
dönmeliyim. Sen kendine başka bir koca bul."
Biraz sonra sıska kurt çıkmış karşısına. Adam ona da olan
biteni anlatmış, kendi şansını bulmak için acelesi olduğunu
söylemiş. "Peki ya ben" demiş kurt. "Benim için ne dediğini
söyle ve git.
Senin için söylediğini ben anlamadım" demiş adam, " Melek dedi
ki, o kurt yiyecek bir aptal bulamazsa aç dolaşmaya mahkumdur."
Kurt "ben çok iyi anladım" demiş ve APTALI yemiş.
Acaba biz de yaşamımız boyunca kaç defa böyle dolaşıp
fırsatları göremeyip başkalarına altın tepside sunduk?
Rüyanızın gerçekleşmesini istiyorsanız, öncelikle uykudan ,
uyanmanız gerekir. "
(alinti)